Epiküryen Hedonizm / Betina Baram

Beyninin içindeki düşüncelerle örtüşmeyen fiziksel bir aksiyon veya uyarı, oryantasyonda yetersizlik sebebi ile İçsel bir patlama, çoşku hali getirmez. Zihinle örtüşmeyen fiziksel pratikler, yeterli inançla desteklenmeyen düşünceler salt fiziksel yollarla içselleştirilip, içsel bir yolculuğun başlangıcı, orijini ve indikatörü olarak gösterilemez. Demem o ki ardında hiçbir nedenselliğin olmadığı alt benliğin ve egonun vasanalarına(arzularına) göre değil sadece varlık bilincinin akış deneyimini tadabileceği ruh ve zihnin aynı yerde aynı anda huzurlu hissedeceği şeyleri yap 

Bilincine sadece karar alma, inisiyatif kullanma anında ihtiyaç duyan yarı bilinçli, yarı dijital insanlara dönüştük. Bilinci, akışımızın içine yerleştirmek, farkederek yaşamak ve bilinç eksenmizi genişletmek adına bizi bizden, doğadan koparan gereksiz arzularımızdan sıyrılmamız gerek 

Çünkü artık biliyoruz ki bilinç yükselmeden ve saflaşmadan gerçek mutluluk gelmez

“Ben ve kendim” iki yabancıyken akış(ananda, vecd) deneyimi bana çok uzaklarda ve ben yine artık biliyorum ki, dünyaya üst aklımla en yüksek hazları deneyimlemeye geldim

İnsan, bilinçsizliğiyle kendinden o kadar kopuk ki her zaman boşluk halinde ve o kadar otomatik pilottaki boşlukta olduğunun bile farkında değil. İnsan ne hissettiğini neyden mutlu olduğunu bilmeyecek kadar kendinden uzaklaşmışsa bil ki boşluk halindedir. İnsan ne kadar geçmiş ve gelecekte yaşıyorsa o kadar boşluk halindedir. Akış hali ise boşluk halinin antidotudur yani panzehiridir, boşluk seni andan koparmak için zihnini sürekli geçmiş ve gelecek arasında dolaştırırken akış hali tam tersini yapar. Akış, varlık bilincinin kişinin kendi benliğinde ki en erginleşmiş formunda deneyimlenebilir ve varlık bilinci bilir ki gerçek yaşam şu”an”dan başka bir yerde değildir..

Boşluk halini görmezden gelirsen stres yanıtın yükselir ve depresif ruh haline hale bürünürsün, sadece boşluk hissini farketmek bile psikolojik açıdan çok değerli, an’dan koptukça, zihnin ruhunu sağlıklı formata geri döndürebilmek için seni daha durağan, domestik bir hale sokar çünkü depresif yanıtlar kişinin kendiyle baş başa kalıp, problemleriyle yüzleşmesini sağlar o sebeple depresyondaki kişi istemsizce evden çıkmak istemez 

Uhulet ve suhuletle, boşluk hissiyle ilişki kurabildiğinde onun sonsuzluk hissi olduğunu anlayabilirsin. Yaşadıklarından hakiki manalar çıkarabilmen adına şikayet bilincini, en anlamsız en zor en sınayıcı en sıkıcı en bunaltıcı deneyimlerin içindeyken rıza bilincine bırakırsan kendinle ve evrenle ilgili büyük cevaplara ulaşabilirsin. Kişi kendini meşguliyetin içinde değil sükunetin içinde bulur, en sıkıldığı anlarda kendini anlamlandırmaya fırsat bulur ve tanır neyden hoşlanıp hoşlanmadığını neyi becerebildiğini en sıkışmış anlarında keşfeder ve bu sıkışıklığın içinde baskı altında kalan öz kendini ele verir içindeki her şeyi dışarı püskürtür.. Öz (cevher) artık mücevherdir

Akış; ananda yani vecd halidir. Duygusal zekanın en üst noktası ve en yüksek bilincin deneyimlendiği hal. 

Dünyayı deneyimlemeye yer yüzünde ki en avantajlı canlı türü olarak geldik. Mükemmel bir mekanizmaya sahip insan bedenini deneyimlemek bile çok ayrıcalıklı

Akış ve Boşluk; Cehennem(boşluk) sıkışıp kalmak demek Cennet(akış) ise içeride saklı olanı çıkarmak 

Biz hayvani zevklerden, ari zevklere erişerek rahmani yanımızı ortaya çıkardıkça dünya üzerinde cenneti yani akışı yaşayabiliriz

Mutluluk ve haz başka hallerdir, karıştırılmamalıdır. Sadece an’da kalmak zihni akış haline getirerek bilincin yükselmesine vesile olur ve yanlızca yüksek bilinçler, yüksek hazların tadına vasıl olurken düşük bilinçler, düşük hazları deneyimlemeye nail olurlar.

Ben kendimi(özümü) bulduğumda onun neyden mutlu olduğunuda bulabilirim. Saf arzularımı görmem ve tanımam gerek çünkü

arzular yok olmazlar ancak değiştirilebilirler

Epikür’e göre 2 çeşit zevk vardır.

Kinetik ve statik 

Biri ihtiyaçların karışlanması iken diğeri acının yokluğudur 

Epiküros tinsel hazlara bedensel hazlardan daha fazla değer verir çünkü tensel hazlar insanı acıya ve mutsuzluğa sürükler.

“Epiküros’a göre bedensel hazlar hiçbir zaman tatmin edilemez. Bu yüzden de bedensel hazların peşinden giden insanlar daima acı çekmeye ve mutsuz olmaya mahkumdurlar. Öyle ki insan mutlu olmak istiyorsa sade ve durağan hazların peşinden gitmelidir. “

Tatmin olmayan hazlar tensel iken belli bir doyuma ulaşıp zihninde yeni bilgi ve idrakler uyandıran hazlar tinseldir 

Tinsel hazlar, saf bilinci uyandırır..

Saf bilinç, gerçek mutluluğu getirir…

Haz, nihai mutluluğa(anandaya) ancak bu şekilde dönüşebilir ! 

Namaste:)

Betina